top of page

ORDU ELEŞTİRİLEMEZ Mİ?

  • Yazarın fotoğrafı: Şükrü YÜKSEL
    Şükrü YÜKSEL
  • 14 Eki
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 3 gün önce

Elbette Eleştirilir!



Sesli Dinlemek için Tıklayın
ree

Ordu siyasallaşırsa siyasallaşmış dinden bile daha tehlikelidir. Ordunun manevi kişiliği eleştirilmez; yaptığı operasyonlar da yasalar çerçevesinde olduğu sürece eleştirilemez. Sorumluluk siyasete aittir. Türkler, ordu ulustur. Anadolu’da tutunman için asker olman gerekir. Yoksa yok olursun.

 

Osmanlı tarihinde on iki kez ordu, saraya karşı ayaklanmıştır. Altısında padişahlar öldürülmüş, altısında da kafese kapatılıp delirerek ölmüşlerdir. Padişaha karşı çıkar şebekesi kurmuşlar ve devletin yazgısıyla oynayıp acze düşürmüşler, Batı'ya karşı ezdirmişlerdir.

 

Cumhuriyet dönemine gelince; Osmanlının gerileme döneminde perişan olan, “tebaa” denilen halk, Mustafa Kemal Paşa ve O’nun kurmay heyetinin ardına düşerek tüm zorluklara karşın insan üstü çabalarla Kurtuluş Savaşı’nı kazanmış ve Cumhuriyeti kurmuştur. Cumhuriyeti kuran irade askerdir; o yıllarda halkın siyasete katılımı pek olası değildir.

 

Ordunun başına geçen cunta yönetimi, 1960’ta darbe yaparak başbakanı asmış, halk nezdinde saygınlığını yitirmiş, 71 muhtırası ve 80 darbesiyle ordu, tümüyle siyasallaşmış ve ABD’nin etkisine girmiştir. Kendini ulus üstü vesayetçi konuma getirmiş, ulus iradesini hiçe saymış, halk nezdinde saygınlığını önemli ölçüde yitirmiştir. 

"Dünyada tüm dinciler aynı karakterdedir. Zayıf olduklarında demokrasi, özgürlüklüklerden dem vurur, ağlarlar; ellerine güç geçtiği zaman zalim olurlar!"
ree

ABD’nin NATO’ya girdiğimiz günden bu yana siyasetimize müdahale ettiği açıktır. 28 Şubat, ABD tarafından planlandığı gibi İslamcı partinin önünü açmış ve AKP, ulusal olan her şeye saldırmış ve ulusal bilinci önemli ölçüde köreltmiş ve gardını düşürmüştür. Kurucu iradeye sürekli hakaret etmiş, yalan ve iftiralarla toplumun en azından kafasını karıştırmıştır. CIA-NATO’yla anayasal kurumları ele geçirmiş, 15 Temmuz sonrasında FETÖ ile verilen mücadele, giderek sulandırılmıştır. Kökünün kazınması gereken bu alçak terör örgütüne karşı, özellikle yönetim ve üst kademe kadrolarına yönelik kararlı bir mücadele sergilenmemiştir. Örgütün siyasi ayağına ise hiç dokunulmamıştır. Bu sulandırılmış mücadele, zamanla yerini iktidarın “parti-devletine dönüşüm” sürecine bırakmıştır.


Yeni rejimin adı da Tayyiprokrasi’dir.

 Dünyada tüm dinciler aynı karakterdedir. Zayıf olduklarında demokrasi ve özgürlüklüklerden dem vurur, ağlarlar; ellerine güç geçtiği zaman ise zalim olurlar!

 

Cumhuriyet tarihimizde, Atatürk’ün ölümünden sonraki bütün siyasi krizlerin önünde ve arkasında ordu vardır. Şimdi buna da mı “Attila’nın ordusu” diyeceğiz?

 

Bu yer yer ortaya çıkan, cunta özentisi, hadsiz kurmay heyeti yüzünden kucağımızda “nur topu” gibi cumhuriyet düşmanı, laiklik ve Türk düşmanı bir hükümet bıraktılar!

 

Uğraş babam uğraş!..

ree

Bültenimize Abone Olun

YAKINDA HİZMETE GİRECEKTİR

bottom of page